R.W. Connel tarafından ortaya atılan bir toplumsal cinsiyet teorisidir. Bu teoriye göre toplumsal cinsiyet düzeni sadece kadınlık durumlarına bağımlı olarak anlaşılamaz. Erkeklerin sahip olduğu iktidar ve gücün toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yaratan önemli bir unsur olduğunu söyler. Ayrıca toplumdaki farklı düzeydeki erillik ve dişillik kuramlarından bahsetmektedir.
Connel'a göre toplumsal cinsiyet düzeninin dört önemli unsuru bulunmaktadır: Bunlardan birincisi olan emek kavramıdır.Bu kavram ev işlerinin, çocuk bakımının ve ücretli işin örgütlenmesini içermektedir.İkinci olarak iktidar'ı ele almaktadır. İktidar kavramında erkekliğin otorite ile ilişkisi ifade edilir . Devletin ve iş dünyasının iktidar yapıları, şiddet grupları, cinselliği düzenleme yöntemleri ve özel yaşamda otorite üzerinde kendini ön plana çıkarmasını tanımlar. Örneğin, ordu veya devlet gibi toplumsal bir kurumun çoğunluğun erkeklerden oluşması bu kavramı destekler niteliktedir. Üçüncü ve son olarak cathexis kavramını ele alır. Cathexis duygusal ve özel ilişkilerdir. Genel olarak arzunun sosyal ve psikolojik örgütlenmesini içermektedir. Örneğin, homoseksüel bir ilişkide daha feminen karakter, evde yani özel yaşam alanında daha çok bulunmaktadır; buna karşılık daha maskülen olan ise iş hayatına girer ve kamusal alanda aktif olmaya çalışır. Bu bağlamda homoseksüel ilişkilerde de iktidar bakımından maskülenliğin daha ağır bastığını görmekteyiz.
Toplumsal alanda tek bir erillik ve dişilik tipi yoktur. Connel bu erillik ve dişillik tiplerini üçe ayırmaktadır: Teoriye adını veren hegemonik erillik bunlardan ilkidir. Ayrıca hegomonik erilliğin tamamlayıcısı olan bir de vurgulanmış dişillik vardır. Hegemonik erillik; heteroseksüel cinsellik, otorite, ücretli iş ve fiziksel sertlikle bağlantılıdır. Bu kavramlardan hepsine sahip olan erkek toplum tabiriyle ''has erkek'' olarak adlandırılmaktadır. Bu özelliklere sahip olmayan erkeklerin erkekliğinden şüphe duyulur. Bu da erkekleri toplumsal anlamda sıkıntıya sokar ve bu yüzden erkekler sürekli olarak hegemonik erilliğe ulaşmaya çabalarlar.Vurgulanmış dişillik ise hegemonik erkeğin konumunun bu kadar güçlü olmasını sağlayan bir alt basamaktır. Eğer vurgulanmış dişillik kavramı olmazsa hegemonik erilliğin iktidarı sallantıya uğrar. Yani diyebiliriz ki vurgulanmış dişillik bir puzzleda tamamlayıcı parça görevi görmektedir. İkinci bir erillik kavramı ise işbirlikçi erilliktir. Hegemonik erilliğin bir alt basamağıdır. Onlar hegemonik erilliğin suç ortağı sayılabilirler ve hegemonik erilliğin konumundan faydalanmaya çalışırlar. Hegemonik erilliğe sahip olan bir erkek kadar nam sahibi değillerdir ama toplumda genel olarak madum dişillik kavramından daha yüksek konumdadırlar. Madum dişillik eşcinsel kadın ilişkilerini kapsayan bir dişillik kavramıdır. Onun hemen arkasında da ise madum erillik yani eşcinsel erkek ilişkileri yer almaktadır. Ve en son basamakta yer alan direngen dişillik kavramı bulunmaktadır. Direngen dişillik genel olarak feminist bireyleri temsil eden yani hegemonik erilliğe tamamıyla karşı çıkan bireylerin yer aldığı basamaktır. Vurgulanmış dişillik zamanla direngen dişilliğe dönüşebilir. Ayrıca günümüz modern toplumlarında direngen dişillik daha fazla ortaya çıkmaya başlamıştır bu da hegemonik erilliğe ciddi bir tehdit oluşturmaya vesile olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder